Gerekçe olarak da 1923 yılından önce Türkiye’de bıraktıkları mallarının tazminini istemeleridir. Bu avukatlardan Mark Geragos Los Angeles Başkonsolosumuz Kemal Arıkan’ı öldüren Ermeni teröristi Hamping Sasunya’nın avukatlığını da yapan kişidir.
Kaliforniya Mahkemesi uluslararası hukuku çiğneyerek bir başka devleti yargılayamaz. Bu konuda ABD Hükümeti’nin gerek uluslararası hukuku, gerek ABD ile Türkiye arasında yapılmış bulunan 24 Aralık 1923 tarihli Tazminat Anlaşmasını, Adalet Bakanlığı ve savcılık yoluyla yerel yargıya hatırlatması gerekir. Anılan anlaşma gereğince, Türkiye Cumhuriyeti ABD’ye yaklaşık 890 bin dolar ödemiştir.
ABD, Lozan Antlaşması’na taraf değildi. Kendi vatandaşlarının alacaklarını takip etti ve Türkiye Cumhuriyeti de daha 1923 yılında, haklı gerekçeye dayanan tazminat taleplerini kabul edeceğini bildirdi. Müzakereler uzun sürdü. Tüm tazminat talepleri tek tek incelendi ve 23 Eylül 1937 tarihinde bir tek anlaşma yapılarak, ABD vatandaşlarının haklı tazminat taleplerinin ve faizlerinin 890 bin 338 dolar tuttuğuna dair mutabakata varıldı.
Bu meblağın 539 bin 844,13 doları tazminat, gerisi faizdir. Türkiye bu paraları yılda 100 bin dolarlık taksitlerle 1938–1944 yılları arasında ödedi.
ABD Hükümeti de ABD uyruklu hakiki ve hükmi şahıslar ile ilgili tüm borçların ödendiğini kabul ederek, ABD uyrukları ile ilgili olarak, 1923 öncesi dönemi için Türkiye’den başka tazminat talebi olmadığını bildirdi.
Bu bilgileri, şahsen Dışişleri Bakanlığı arşivinde yaptığım incelemelerle edindim. Ayrıca ABD arşivlerinde bulunan, Türk makamları ile tazminat talepleri konusunu müzakere eden Fred Nielsen adlı ABD diplomatının yazdığı “American-Turkish Claims Settlement” başlıklı yaklaşık 700 sayfalık bir raporda Kaliforniya’da açılan dava bakımından önemlidir.
Türkiye’nin elinde olan bu raporun ekinde tazminat talep edenlerin listesi var.
Ben listede 104 Ermeni adına rastladım. Ermeni asıllı Amerikalıların taleplerinden hiçbiri ABD makamları tarafından da kabule şayan görülmemiş. Rapor, ABD ve Türk makamlarının görüşlerinin bilinmesi açısından son derece önemlidir.
Bu durumda, yeni açılan davada Ermeni avukatlarının asıl amacının propaganda olduğu söylenebilir. Tabii bu görüş “o ülkede hukuk varsa” koşuluna bağlıdır. Zira kimi ülkelerde, kimi yargıçlar siyasal, ırksal, dinsel, ideolojik ya da başka nedenlerle hukuka aykırı kararlar verebiliyorlar. Kaliforniya’da açılan bu davalara bakacak olan yargıçlar taraflı ya da satılık değillerse ve ABD Hükümeti de Adalet Bakanlığı yoluyla 1923/1937 ABD – Türkiye anlaşmalarını hatırlatırsa, ilgili mahkemenin bu davayı kabul etmemesi gerekir. Mahkeme davayı buna rağmen kabul ederse, davada taraf teşkil edilemeyeceği için yargı süreci yürüyemez. Ermeni avukatlar tebligat yapabilecek bir adres bulmak için, ABD’deki Ziraat Bankası şubesini hedef göstermiş olabilirler. Anılan bankanın bu konuyla en ufak ilgisi yoktur ve bunu kanıtlayacak durumda olduklarını sanırım.
Özetle; Türkiye, ABD’deki Ermeni örgütlerinin yeni bir propaganda manevrası ile karşı karşıya bulunuyor. Ancak manevracıların yolunu, sözünü ettiğim anlaşma ve raporla kesmek mümkündür.
Bir kaşık suda fırtına koparmaya alışkın Ermeniler tabir caiz ise ölmüş sinekten yağ çıkarmak peşindeler. En iyi savunma saldırıdır politikasını iyi yürütüyorlar.
Ermeniler eli kanlı ASALA Terör Örgütü’nün 44 Türk hariciyecisini katlettiklerini unutturamazlar.
Ermeniler Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal ettiklerini ayrıca Hocalı’da ve diğer yerlerdeki hunharca katliamlarını örtmek için her yolu denemektedirler. Ama bilsinler ki her çabaları bir gün suratlarına şamar gibi inecektir.
Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesi
İnsan olarak hep tenkit değil, yeri gelince takdir ve teşekkür duygularımızı da dillendirmemiz gerekir.
Pasaportumu yenilemek için gerekli evrakları tamamlayıp pasaport şubesine teslim ettim. Ertesi gün yenilenen pasaportum PTT ile adresime teslim edildi. Doğal olarak şaşırdım. O derecede de duygulanıp içimi sevinç kapladı. Ciddi hizmet verilince her şey bu kadar zahmetsiz ve çabuk olabiliyor.
Bu nedenle Emniyet İl Müdürümüz Sayın Yusuf Çalkavur, Pasaport Şube Müdürümüz Sayın Tayfun Algır ve görevli arkadaşları kalpten kutlayıp teşekkür ediyorum.
Bu arada PTT dağıtıcısı Ömer Kuşçuoğlu’na da dakik hizmeti için teşekkür ediyorum.
Mutlu, umutlu günlere…