Günlerdir, haftalardır ülkemizde 18 maddeden ibaret Anayasa değişikliğinin kabul edilmesi veya kabul edilmemesi için oy kullanmak üzere yarın sandık başına gideceğiz.
Yeni değişikliğin kabul edilmesini isteyen yani “EVETÇİLER” kendi açılarından niçin evet denilmesini her yeri karış karış gezerek, iletişim araçlarını da kullanarak anlatmaya çalıştılar.
Keza bu anayasa maddelerinin ülkeye fayda getirmeyeceği düşüncesinde olanlar yani “HAYIRCILAR” da aynı şekilde niçin hayır dediklerini anlatmanın yoğun çabasını verdiler.
Bu etkin ve yoğun propaganda döneminde durumdan vazife çıkarmaya çalışan bazı kişilerin sivri dilleri, hatta hakaret ve tehditleri halkı yordu. Hem de çok sinirlendirdi. Bunlar kraldan çok kralcı olan tiplerdir.
Oysaki evet de çıksa, hayır da çıksa bu halkın tercihi kabul edilmelidir.
Çünkü yarın yine bizler bir arada yaşamaya devam edeceğiz. Yüz yüze bakacağız. Bunun için kırmaya, dökmeye, yaralamaya, telafisi mümkün olmayan sözlere hiç gerek yoktur. Kötü sözün sahibine ait olacağına dair atasözünü unutmayalım.
Oy kullanmak hepimizin demokratik hakkıdır. Tercihimiz ne olursa olsun herkesin gidip oyunu mutlaka kullanması gereklidir. Oy kullanmamızın vatandaşlık görevi olduğunu da unutmamalıyız.
Oyunu kullanmayan kim olursa olsun yarın ne müspet ne de menfi bir şekilde konuşmaya, herhangi bir eleştiri yapmaya hakları olamaz. Oy kullanmak hem hak, hem görev, hem de geleceğe olan namus borcumuzdur.
Bu referandumun, olaysız, kazasız, belasız ve şaibesiz geçmesini ve ülkemize güzellikler getirmesini diliyorum.