Çarşamba günü akşam Wellborn Otelde Güney Kore Büyükelçiliğinin Kore Savaşına katılan Kore Gazilerine düzenlediği madalya töreni vardı. 1950-1953 yıllarında Kore Savaşlarına katılan askeri birliğimiz orda üstün başarılar ve kahramanlıklar yaratmışlardı. Çembere alınan birliğimiz yarma hareketi ile çemberden çıkarak az kayıpla herkesin takdirini kazanmışlardı. Orada şehitler verdik.
Güney Kore Türkiye’nin bu fedakârlığını aradan geçen zaman içinde hiç unutmadı. Her zaman minnet duygularını belirterek Türkiye’den övgü ile söz etmektedirler.
Vali Bey’in Büyükşehir Belediye Başkanı Vekilinin, üst düzey komutanların, daire müdürlerinin, siyasi parti temsilcilerinin katıldığı toplantının açılışını Gaziler Derneği Başkanı Yunus Coşkun yaptı. “Atalarımız tarih boyunca güçlünün değil, mağdurun yanında oldular. Bu uğurda savaşlarda şehitler vermiş, gazilerimiz olmuştur. Örnek olarak Kore’deki savaşı verebiliriz. Bizim fedakârlığımızı ve dostluğumuzu unutmayan bu geceyi tertipleyen Güney Kore Büyükelçiliğine teşekkür ediyorum. Ebedi Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, tüm şehitlerimizi ve aramızdan ayrılan gazilerimizi saygı ile anıyor hayatta olan gazilerimize uzun sağlıklı ömür diliyorum” diyerek sözünü tamamladı.
Vali Hasan Basri Güzeloğlu dostluk, birliktelik ve vefa adına akıcı bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” çizgisinde gittiğimizi belirterek Güney Kore’nin Kocaeli’ndeki yatırımlarını ve dostane ilişkilerini anlattılar.
Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak Başkan adına selamladıktan sonra gecenin önemi ve dostluklardan, işbirliğinden örnek vererek konuşmasını sürdürdü. Güney Kore ile işbirliğinin arttırılmasının her iki ülke için gelecekte dostluğu arttırıp büyük fayda yataracağını dile getirdiler.
Güney Kore İstanbul Başkonsolosu Young-Cheol-Oha da dönemde Türkiye’nin yaptığı yardım ve dostluğu unutmadıklarını ve unutmayacaklarını dile getirerek teşekkür edip; ilişkilerden, işbirliğinden ve Türkiye’ye yaptıkları yatırımlardan örnekler verdi.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
8 Mart Kadınlar Günü olarak anılmakta, üzerinde çok şeyler konuşulmakla ve bir anlamda da kutlanmaktadır, insan yaşamında vazgeçilmez şeylerden birisi de kadındır. Tıpkı ekmek, su, uyku gibi.
Her ülkede kadınlara bakış açısı farklı farklıdır. Ortak yaşamımızın vazgeçilmez değeri kadınlara bakış açısı bir kültür olayıdır. Kültür düzeyi fazla olan toplumlarda kadınlar daha rahat ve özgürdürler. Bu toplumlarda kadınlar büyük ölçüde ekonomik özgürlüklerini de güvenceye almışlardır. Çalışan, bir gelire sahip olan neticede kendi ayakları üzerinde duran kadın veya kadınlar daha fazla öne çıkabilmekte ve üretebilmektedir.
Kadınlar kapalı toplumlarda her bakımdan daha fazla sömürülmüş, özgürlüğü kısıtlanmış, itilip kakılarak ikinci plana düşürülmüştür.
Türkiye’miz de her dönemde bütün fedakârlıklar kadınların üzerindedir.
Kadınlar bizde ağır işçi durumundadır. Kırsal kesiminde hem evinin işini yürütmekte hem de tarımda ve hayvancılıkta erkeği ile omuz omuza çalışmaktadır. Üstüne üstlük becerebildiği kadar çocuk bakımını ve eğitimini de üstlenmiş durumdadır. Şehir yaşamında da aynı fedakârlığı görmekteyiz. Sabahtan akşama kadar yemek, temizlik, bulaşık v.s. derken durup dinlenmek bilmez! Günün büyük bölümünü ayakta geçirirler.
Çalışan hanımlarda bu koşuşturma biraz daha fazladır. Çünkü hem dışarıda çalışıp para kazanır, hem de evinin işi ( yemek, bulaşık, ütü, temizlik ) gibi ikinci yükte kendi omuzlarındadır.
Her şeye rağmen baş tacımız bütün kadınların gününü kutluyor, sağlık ve mutluluk diliyorum.